18 Mayıs 2012 Cuma

Kocaeli Kitap Fuarı'nda Bardız haberleri... Şahinler Ailesi.. üçüncü kuşak.. Zelliba Abla'nın torunu Türker Şentürk...


Bugün dünyanın başka bir köşesinden Bardız haberleri sürüyor. 

Bugün 18 Mayıs 2012.
Bardız haberleri derken, nüfus hareketleri ile öne gelen ve gündem olan haberler, demek isterim.
Nüfus hareketleri ile İzmit’e gelen ve Kocaeli il sınırlarında yerleşen bir Bardız’dan söz etmek isterim.
Şahinler Ailesi  bir süredir bir kalem ucunu sivriltiyor. Hangi kalemin? 

Bu satırların yazarı bir kalem tutuyor elinde! İşte onun ucu...
Şöyle oldu! Beklenmedik bir yerde bir karşılaşma oldu.   

Nüfus hareketleri ile İzmit’e gelen ve Kocaeli il sınırları içine yerleşen ve bir ucu Şahinlere giden bir dalga geldi ve bu satırların yazarını buldu. Yelkenler şimdi rüzgarla doldu...
Son günlerin yakın gündemi...

Değerli İzleyici,

15 Mayıs 2012 konulu habere dönüyorum.


Konu Türker Şentürk... 

Dün ilginç bir şey oldu.

Hergün böyle şeyler oluyor. 

Necati Mert’le konuşuyordum. 

Uyardı. O yöne döndüm. 

Genç bir adam elinde bir kitap orada duruyordu. 

Yaklaştım. 

 'Bunu almak istiyorum,' dedi. 
Saygılı bir şekilde duruyor, 'Pera da İstanbul' adlı kitabı elinde tutuyordu.
'Neden bu kitap' diye, sordum. 'Birisi mi öğütledi?'
'Sizi bloglarınızdan izliyorum,' dedi. 'Orada gördüm.'
Bir öğrenci izlenimi verdi bakışlarıyla, duruşuyla.  

Makine mühendisi olduğunu sonradan öğrendim.
 'İmzalar mısınız,' diye kitabın sayfalarını açarak masaya bıraktı.
Olay bundan sonra gelişti. Kitabı imzalamak için adını sordum. 

Ben.. falanın oğluyum, diye yanıt verdi.
Söylediği ad bana bir çağrışım yapmadı. Anımsamadım. 
Bunun üzerine, ‘Ben Zelliba Abla’nın torunuyum,' dedi. 
Usumdan geçmeyen bir şeydi. Şaşkınlığım iyice arttı. 

Şahinler Ailesinin son evrede takındığı davranışlar, Şahinler Ailesi'nin sonu değilmiş meğer. 

İşte son yıllardaki böyle bir ortam gel gitleriyle kaleme dolanan negatif dalgalardan sonra, pozitif bir dalga geldi ve bu satırların yazarını buldu.

Evet, 1987 doğdumlu Türker Şentürk’le böyle bir tanışma oldu. 

Şahinler Ailesi ya da Şahinler Kitabı'nı bu kalemle yazmayı ağır aksak olsa da izliyor ya da nadasa bırakılmış bir tarla gibi arada bir demir sabanla sürüyor gibi geçmişin aynasında izliyordu onu bu satırların yazarı.

Geçmişin aynasında Şafağın Demircisi'ni (TRT şiir ödülü 1970) yazan bu kalem, Mevlüt amcası için: 'demiri yaman çekiçlerdi amcam, ben ocağı kavlarla süslerdim..' diyen bu kalemdi yine.

Ne oldu, Soğanalı Dağlarından, Coruh Kanyonları'ndan, Kars Platosu'ndan rastlantısal, hiç kimsenin emek vermediği bir yazar çıktı ve ulusal sahnede yerini aldı ve evrensel düzlemde Türkçe'yi bayrak yaptı diye, Şahinler ailesi suskunluğa büründü. 

Bir de Puşkin'in geçtiği yollardan geçti mi yazarımız... Bakın bundan sonra ne oldu!  Dalgaların geri çekilmesi gibi bir sessizlik başladı.  

Yazarımız bir yere düşse, dalgalar köpük köpük üstünden gelip geçebilecekti. 

Fakat bu olmadı, yazarımız Bursa Kitap Fuarı, İzmir Kitap Fuarı derken.. Kocaeli Kitap Fuarı'na da geldi.

Çağımızda, internet aracılığı ile istenen yere çiçek de gönderilebiliyor. 

Yazarımız, Şahinler Ailesi'nden bunu da beklemedi.  'Yaşa, varol' gibisinden bir telefon sesi de çıkmadı bu aileden.

Yetmiş beşindi doğum yılı anısına geldi ve o gür sesi ile sahneye çıktı ve Genel Yayın Yönetmeni (1972-75) olduğu Yansıma Dergisi'nin 40. yılında 'Edebiyata ve Yansıma Yazarlarına vefa ve saygı' panelleri düzenledi. Şahinler Ailesi'nden ses soluk çıkmadı bu süre boyunca.

İşte bundan sonra çıka çıka üçüncü kuşak bir genç, 'Zelliba Abla’nın torunuyum' diyerek, karşısına çıktı yazarımızın.

Bu genç adamı tanımanızı istedim, istiyorum. Farklı açılardan tanıtacağım onu.

Bir, Kars Platosu'ndan, Bardız'dan çıkan nüfus hareketleri, yer değiştiren bir aile ve  bugün onların tuttuğu yer açısı var.

Şahinler Ailesi  ve üçüncü kuşakla varılan bu hedef açısı da çok önemli.

Yer yer bu satırların yazarını da içine katacak bir anlatı olacak bu yazılar bir anlamda.
Şahinler Ailesi ile üçüncü kuşak bağlantılı bu genç yaratıcıyı tanımanızı istiyorum. 
Hayır Zelliba Abla’nın torunu olarak değil bir anlamda. 
Zihinsel arkaplanı ile yaratıcı ve kitaplarla empatisi olan, kitap dostu bir gençle karşı karşıyayız.
Salt Zelliba Abla'nın torunu olarak değil, Türker Şentürk olarak onu tanımanızı istiyorum. 
Uzun, çok uzun süredir bu aileden, işte böyle bir gençle karşılaşmak istiyordum. 

Bayrağı teslim etmek için bekliyordum onu. Hangi bayrağı! 

Kitap severlik bayrağını, kitaplarla duygudaş olan, kitaplara empatisi olan bayrağı...

Evrensel düzlemde yazınsal metin dili olan, güzel edebiyat dili olan Türkçe bayrağını...
Biraz konuşunca, futbol dili ile söyleyecek olursam, sahada iyi yer tuttuğunu anladım. 
Savunmada ve atakta top denetimi iyi, havadan gelen toplara yerinde kafa çıkan, dar alanda topu kaptırmayan bir futbolcu gibiydi. 
Bloglar Kocaeli Kitap Fuarı haberleri yazmayı benden isterken bakın neler oldu...

Okur yazar olmayan Zelliba Abla’dan böyle bir torun, usuma gelir miydi hiç! Aşk olsun! Hangi genetik bileşkeler, hangi doğaçtan rastlantılar, diyalektik hangi sarmallar... Aşk olsun Zelliba Abla...
İnanılır gibi değil... 
Sevgi, içtenlik...
Teki SonMez, 18 Mayıs 2012, İzmit, Kocaeli. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder