23 Haziran 2011 Perşembe

Babil gibi, Kars Platosu’nda Bal kulesi, kristal buzdan Bardız Kalesi... Haberler sürüyor... Sekizinci yazı

23 Haziran 2011, Bardız. Bugün dördüncü yazı.

Bir önceki yazıda bal konusuna giren bu satırların yazarı, hani kahin, bilici değilim, dedi.

Fakat anlaşılan buralarda arıcılık ve bal için yeni bir sayfa açılacak, diye bir virgül koydu bu konuya.

Şenkaya, Bardız, Soğanlı Dağları, Kars Platosu derken sözü balla kesti ve...

Keşif masasını hayvancılık konusu için açtı.

Süt, et, peynir, yoğurt, kaymak, derken, meraklısı için "kuymak" diye bir sözcük üretti...

İnternet postası ile soruyorlar. "Kuymak" nedir? Kaymak sözü anlaşılmış da kuymak zorlamış izleyicileri.

Açıkça söylemem gerekirse, kuymak bu satırların yazarını da zorlar! Hani zor oyunu bozar, bozar da...

Kuymak bozar ve her yiğit kuymak yiyemez. Fakat doktorların bir bölümü diyor ki kuymak mı? O da ne?

Prof Dr. Kalp Cerrahı Bingür Bey telefon etti ve dedi ki; Ağabey yeme, yeme de yanında yat!

Olacak iş değil! Doğaldır ki Bingür Bey bir yanı ile Bardızlı ve bu işin inceliğini bilir.

Yeme de yanında yat, derken, olası ki ikili anlama gelen bir metafor kullanmış.

Özdemir Şahin'in eşi, Necla Hanım, Tekin Ağbi sana kuymak yapayım, dedi.

Ben de bu kuymak konusunu merak edip Bingür Bey'e telefonda sordum. Verdiği yanıtı biliyorsunuz.

Anlaşılan şudur, ileride bir "Kuymak Festivali" olabilir bu yaylalarda.

Hani "Yayla Turizmi" diyorlar ya, işte bu da onun bir parçası olur.

Örneğin bir de "Ağuz" var. Bu ağuz, sonradan "Oğuz" olmuş.

Sanıyorum kuymak da kaymak gibi bir evrilme geçirecek.

Soğanlı Yaylalarını dünyaya tanıtan Bingür Bey'in kulakları çınlasın.

Hayvancılık diye söze giriştik ya alın işte size bir merak daha!

Oysa bu yazı için sözü balla kestim ve dedim ki...

Pazar ekonomisi için burada yoğun olarak gündemde birincil sırada kalan bir konu da şudur...

Hayvancılık! Birçok yönü ile meraklısını bekleyen bir konu.

Nasıl olmuşsa olmuş, yeni moda tanımla hayvancılık burada ‘patlamış’.

Bardız bu konuya bütünüyle kilitlenmiş görünüyor. Varsa da, yoksa da hayvancılık.

Büyükbaş hayvancılık temel olmak üzere, her aile bu kulvarda koşuyor.

Pazar için et ve süt kulvarında bir marka olmak üzere burası.

Fakat bu çalışma alanı Bardızlılar için yeterli değil. Bereketli topraklar burası.

Toprak pekçok açıdan işlemeye elverişli.

Örnekse seracılık. Seracılık bir yanda dursun!

Sadece patates bile Bardız adını Ankara’ya, İstanbul’a ulaştırmış çok eski yıllarda.

Şimdi bu konu da tavsamış görünüyor.

Pazar ekonomisi değil, kendi tüketimi için bahçecisinde patates yetiştirenler var.

Bu kadarcık bir işle bu insanlar ne zamana kadar yetinecekler?

Bu soru da keşif masasında duruyor!

Haydi merak avcıları, sizler de biraz düşünedurun bakalım...

Bakın bu arada ne oldu? Bu satırların yazarı, Bardız’da taş duvar, taş işçiliği, diye sayıklıyordu.

Ayrıca perçinli mıhlarla marangozluk görkemi olan yüz yıllık kapıları, tanıtmak istiyordu ilk başta.

Kapılar, mertekler, tavanlar, birkaç yüzyıllık ahşap yapı ile toprak damları sunmak istiyordu.

Bugün olmadı. Şimdilik birkaç yıkı duvar ve güngörmüş kapı sunmakla sakinleştirdim yazarımızı.

Sevgi içtenlik...

Tekin SonMez,

23 Haziran 2011,

Bardız, Şenkaya, Erzurum

1 yorum:

  1. Değerli blog sahibi paylaşımlarınız çok dikkat çekici olduğumdan dolayı, Dell Notebook Teknik Servis olarak bloğunuzu uzun süredir takip ediyoruz

    YanıtlaSil