13 Temmuz 2011 Çarşamba

Bingür Bey ve Nasuh Bey ekranda: Olaylar olgu düzeyine erişirken, tarih tutanak yapar, Bardız, Soğanlı Dağları, Kars Platosu olsa da: On birinci yazı

Şimdi doğrudan görsellikler sunuyorum... Meraklısı için...

13 Temmuz 2011 Çarşamba, ikinci gün bugün, Bardız’dan canlı yayın yapıyor yazarımız.

Bir: Neresi orası, diye soranlar var. İki: Sağdaki ilk fotoğrafta görülen ikili neden oradalar?

İletişim çağı, çılgın hızla işte böyle bir soru da geldi ve bana ulaştı.

Gelsin, meraklı sorular gelsin, katılım olsun. Bir: Orası 2400 metre yüksekte Çakır Baba...

Bir ucu ile Pasinler’e, bir ucu ile Coruh Kanyonları’na açılıyor. Soğanlı Dağları’nda bir doruk orası.

Oradan dosdoğru güney doğuya yürürseniz, Sarıkamış çıkar öne.

Dün değindiğim gibi: Ünlü, şanlı bir toprak parçasıdır burası.

Puşkin'in yüz seksen yıl önce “Saganlu” diyerek not düştüğü yol.

Kar suları Coruh Kanyonları ile Karadeniz’e ulaşır buradan.

İki: Karşımızda yan yana iki kişi ayakta duruyor. Tanıtmaya gerek var mı?

Prof. Dr. Kalp Cerrahı Bingür Sönmez ve AKUT Yönetim Kurulu Başkanı Nasuh Mahruki.

İşte sağda yine Bingür Bey ve "her şey ardında iz birakır," diyen belgesel yapımcı Coşkun Aral.

Onlar tanınmış oldukları için oradalar. Onları tanımayan var mı?

Bakın sol yanda sırtları dönük iki cesur insan daha var:

NTV ve SHOW TV Erzurum Haber Merkezi sorumluları.

Sevda ve Cihat İncesu ki; onlar da sekiz yıldır iz sürüyorlar.

Soğanlı Dağları ve Bingür Bey'in yürüyüşünü belgeliyorlar.

Aslında cesur insanlardan söz ediliyor burada.

İşte Bünyamin Akbulut, Erzurum Bölgesi AKUT Başkanı ve Bingür Bey. Daha başkaları da var... İyi de bir efsane nasıl yaratılır böyle cesur insanlar yoksa...

Üç: Sen ne arıyorsun oralarda, diye soranlar da var. Bardız’dan canlı yayın yapıyorum.

Bir ilk'e imza atıyor yazarımız, diye vurgu yaptım daha dün.

Bunun dışında bir açıklama da yapayım. Bakın unutulmaması gereken bir şey daha var aslında.

Olaylar olgu düzeyine erişirken, tarih tutanaklarını kim yapacak sorunu ortaya çıkar.

Tanık olmak diye bir konum, görev verir kimi insana. Eli kalem tutan derlerdi o insana eskiden.

Her olgu için, tarih tutanakları tanık arar ve ister. Sözlü aşamasında kalan toplumlardan söz etmiyorum.

Yazısız toplumlar zaten silinip gideceklerdir. Söz, bu kavşakta yazıya dökülünce tanık olan kişi de ortaya çıkar.

Söz, bu kavşakta yazıya dökülmeyince ne olur? Uçar!

Kimin gücü söze değil de yazıya yeterse ve o kişi varsa, o sahne alır kardeşler...

Yazınsal metnin gizi ve gizemi de budur. AKUT üyeleri can kurtarmak için oradalar.

Bu satırların yazarı, işte hem de tanık olma nedeniyle buradadır.

Aradaki fark her birey kendi yeteneğini en üst düzeye çıkaracak kadar cesur olmalı.

Neyin tanıklığı bu, nasıl bir tanıklık ve kimin için, diye bir soru geldi.

Soğanlı Dağları'nın tarihi yeniden yazılırken, tanıklık olmasın mı, diye yanıt veriyorum.
Yazının tanıklığı, görsel malzemeler.. işte ben de o yolu izlemekteyim.

Her yol her yolcuyu istemez, almaz arasına. Her yolcu kendi yolunda gitmeli.

Yıllanmış küller ve katmerli unutkanlıklar sonrası bir efsane yaratılırken...

Ben, bu ve başka nedenlerle bugün işte buradayım. Bakın işte.. sağ köşeden çıktılar.

Birlikte bakıyoruz. Neler görüyoruz? Geldiler ve sıralandılar yan yana...

Yukarıda değindiğim özete bakacak olursak.. Meraklısı için anlatacak farklı şeyler var. Sırasıyla...

Sevgi içtenlik...

Tekin SonMez, 13 Temmuz 2011 Bardız, Şenkaya, Erzurum

Yazı ve fotoğraflar; Tekin SonMez

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder